BEYAZIT CAMİ
Türkiye'nin gerçek incisinin İstanbul olduğu hem turistler hem de Türkiye’de yaşayan herkes tarafından bilinen ve söylenen bir gerçektir. Tarihte önemli bir yere sahip olması, geçmişten kalan tarihi kalıntıları ile Türk şehirleri listesinde tercih yerlerden biridir. İstanbul’da yapacağınız konaklamada bu iki kıtayı birleştiren şehrin güzelliklerini görebilirsiniz.
Camiler Türkiye'de her kentin ana sembolüdür ve onların güzelliği gezginler için eşsiz bir büyüye sahiptir. İstanbul'un en eski camilerinden birisi olan Beyazıt Cami, Sultan II. Beyazıt tarafından bir seferde 1500 - 1505 yılları arasında inşa edilmiştir. O büyük Fatih Sultan Mehmet`in oğludur ve gelecekte hatırlanmak için yüzyıllarca bahsedilecek bir miras geride bırakmak istemiştir. Yapısı ve mimari analitiği ile Beyazıt Cami Aya Sofya’yı bir nebze hatırlatıyor ve inşaat ustaları muhteşem bir bina inşa etmek için özellikle çaba sarf ettikleri oldukça açıktır. Kanuni Sultan Süleyman'ın döneminde inşa edilen Süleymaniye Camisi ile de belirgin bir benzerlik vardır.
Beyazıt Cami tümü kanuni ve Müslüman din kurallarına göre yapılmıştır, bu nedenle bu hayranlığa layık bir cami için beklenen tüm ihtişamı içerir. Muhteşem caminin yanı sıra yoksulların yemek alabileceği bir aş evi ve İmaret vardır. Gençlere Müslüman din kuralları hakkında bilgi verilebileceği bir de medresesi bulunmaktadır. Bu okulun yanında bir de kervansaray bulunmaktadır. Birkaç mezar da camide mevcuttur. Ve tabii ki, Türk tarihi yapıların kaçınılmaz eseri olan bir de Türk hamamı vardır. Bu cami de 79 metrelik bir mesafede bulunan iki minare vardır. Daha yakın zamanda, İmaret ve Kervansaray olarak kullanılan yerde artık Beysoup Azita Devlet Kütüphanesi bulunmaktadır.
İstanbul'da kaldığınız zaman sırasında her biri özel bir dikkat ve hayranlığı sonuna kadar hak eden, Ortaköy Cami, Fatih Cami ve Kalenderhane Cami`lerini de ziyaret edebilirsiniz.